28 Aralik 2004
Kulagi cinlasin
kiymetli buyugum Balamir Ucer hocamiz vermis oldugu bir seminerde, 1976 yilina
kadar olan depremlerle Marmara'da hic bir kiriga isaret edecek bir yapilanmanin
olmadigindan bahsetmisti. Ne zaman ki kendisi 1975 yilinda Ingiliz Yerbilimleri
Servisi ile bir ortak proje gelistirmis ve ulkemizde MARNET olarak bilinen
Marmara Deprem Istasyonlarinin kurulmasiyla sonraki yillar icinde biriken
depremler Marmara'nin sanilanin cok daha otesinde cok kompleks oldugunu ortaya
cikarmisti. Marmara ve cevresinde bugune kadar bir cok calismanin yapilmasina
imkan taniyan bu calisma ve bunun kurgulayacisi kisiyi ulkemizde bilen insan
sayisi ulkemizde deprem calismasi yapan kisilerle sinirlidir.
Bu nedenle Marmara'da ki faylanmanin belirlenmesi Izmit depreminden once "El
yordami ile yapiliyordu" demek dogrudur cunku faylar denizel bir ortamda
gelismislerdir. Bu nedenle faylarin bilinmesi icin Denizel Sismoloji (Marine
Seismoloji) calismasi gerekir. Yillardir Turkiye Petrolleri bu tur calismalari
yapmis ve Izmit depreminden sonra Marmara icersini bir fay denizi olarak
gosteren bu kirik haritalari basinimiza yansimisti. Faylari bilmekle deprem
potansiyelini belirlemek mumkun olsaydi, herhalde Marmara uzerinde deprem ile
ilgili soylenecek cok sey olabilirdi. Bu nedenle, bu faylarin deprem ureteni ile
uretemezleri ancak ulkemizde yillar once kurulmus deprem istasyonlari ile
belirlenebilmis ve bu veriler deprem bilimcilere bir yol haritasi gorevi
yapmistir. Fay geometrisi uzerinde calisan modelcilerde kucuk depremciklerin yol
gostermesi ile denizel fay incelemelerinden saglanan kantitatif verilerle yeni
modeller uretmislerdir.
Ulkemizde deprem bilimcilere yol haritasi olan bu calismalar yukarda
belirtildigi gibi Balamir Ucer hocamizin emekleri uzerinde yukselmis olan MARNET
istasyon agi ile belirlenebilmistir. Bu istasyon agi Japonya'da ki yada San
Andreas Fayinda ki deprem sebekeleri standartlarina getirildiginde,bugun tahmin
edemiyecegimiz olcude bilemedigimiz bilgiler elde edilebilecektir. Bu
standartlari yakalamak, 20 km araliklarlar Marmara denizinin hem icinde hem de
kiyisinda deprem istasyonlari, ivme olcerler ve GPS istasyonlarinin kurulmasi
ile mumkundur. Malesef ulkemizde Istanbul deprem potansiyeli uzerinde retorik
yani tekraren benzer konusmalarin basinimizda yer aldigini surekli gormemize
karsin, eskinin devami olan boyle bir calismanin yapildigini hala duyabilmis
degiliz. Bu tur calisma ile kurulacak deprem tehlike belirleme agi ile yabanci
ulkelerde ki yetismis beyinlerin doktora calismalarini ulkemizr kanalize edecek
onemli bir veri tabani olusmus olacaktir. Bugun yurtdisinda ki deprem ile ilgili
yapilan calismalar deprem aginin cok yuksek yogunlukta oldugu Japonya ve Amerika
gibi ulkeler uzerinde yogunlasmaktadir. Bu nedenle ulkemizde ki yuksek
yogunluklu deprem aginin (GPS+ivme olcer + GPS) kurulmasi ulkemiz deprem
sorununa yurtdisinda egitim goren doktora ogrencileri ve danismanlari olan
Profosorlerinin odaklayacaktir, ancak bunun icin unutulmamasi gereken kosul
verilerin aynen Japonya ve Amerika gibi internet uzerinden kullanima
acilmasidir. Aksi takdirde, ulkemizde bir avuc sismologun yada yerbilimcilerin
eline teslim edilecek bu veriler icin harcanan paralar karsiliginda bilgi olarak
buyuk sonuclar alinmasi imkansizda olabilir. Veri akisinin pazarliksiz ve
aracisiz olacak sekilde bu yuksek yogunluklu agin gelistirilmesi bir milli
strateji olmalidir. Bu veriler uzerinden kendilerine yayin saglamak gibi hevesi
olan bencil insanlara bu verilerin kurban edilmesi kamu cikarina aykiri olacak
bir duruma neden olacagindan, kesinlikle bir Ulusal Deprem Veri Bankasi
kurulmali ve bu veri bankasi kanali ile hem internet uzerinden hem de
uluslararasi deprem merkezlerine yada kutuphanelere CD icinde gonderilecek
verilerle ulkemize yabanci bilim adamlari cekilmelidir.
Yukarida bahsedilmis olan MARNET agi ile depremlerin duzenli olarak yigilmis
oldugu alanlar belirlenebilmis ve bu deprem yigilmalarinin duzenli oldugu
alanlar 1988 yilinda Balamir Ucer hocamiz tarafindan doktora konusu yapilmistir.
Depremlerin Marmara icinde duzenli olarak yigilmalarinin incelenebilmesi ve
yigilma alanlarinin sayisal olarak karsilastirilmasi Marmara'da ki deprem
potansiyelinin anlasilmasinda cok onemli bir kilometre tasidir
Ulkemizde Marmara uzerinde calismis diger bir emektar insan Imperial College'de
calismalar yapan Prof.Dr.Ambraseys'dir. Ulkemizde ki olmus eski Istanbul ve
Marmara depremlerini hem toplu hem de tek tek inceleyen bu kisinin yapmis oldugu
calismalar Marmara'yi daha Izmit depremi olmadan once taninir yapmistir. Marmara
bolgesi faylarinin Izmit depreminden sonra tanindigi dusuncesi dogru degildir.
Marmara'yi taninir yapan Marmara bolgesinde Dr.Ambraseys'in 30 yillik
calismalarina dayali depremsel tarihini dokumenter hale getirmesidir. Bu kadar
uzun tarihi olan hic bir bolgenin olmadigi ve gecmisteki olan depremlerin
gelecekte olabilir olmasi Marmara'yi dunya'da taninmis yapan bir baska onemli
faktordur. Yoksa, Izmit depreminden sonra Marmara'da ki fay dagilimlarini
gosteren calismalarin bu bolgeyi tanittigini soylemek, Marmara'nin deprem
potansiyelini hem kucuk depremcikler olceginde (mikro depremsellik) hem de buyuk
deprem olceginde (makro depremsellik) calismalari yapan deprem biliminin
ulkemizde taninmayan buyuk emektar insanlarina karsi bir haksizlikdir.
Daha 1979 yilinda Amerikan Sismoloji Cemiyetinin periyodik dergisinde Kuzey
Anadolu Fay zonunda ki deprem bosluklarini ileri suren buyuk hocamiz Nafi Toksoz
hocanin emeklerini inkar etmek mumkunmudur? Ulkemizde GPS calismalarinin
baslamasina onculuk eden MIT yerbilimleri baskani olan, ve bilinen ulkemizin
buyuk deprem uzmanlarinin yaninda calismis oldugu bu insan degil ulkemizin,
dunyanin en buyuk deprem bilimcilerinden biridir. Hem ulkemiz hem de dunya'da ki
sismoloji calismalarinda buyuk katkilar saglamis basta Nafi Toksoz hocamiz,
Dr.Ambraseys, Dr.Balamir Ucer ve diger buyuk insanlarimizin devlet hizmet
madalyasi almalarinin zamani ne zaman gelecektir?
Deprem bilimci olarak taninmak icin hem konumunu hem de depremi kullananlar
cikabilir. Deprem bilimci olmadigi halde elinin altinda ki kisilerin surekli
bilgi pompalamasi ile halk onunde deprem konusunda da bazilari surekli
konusabilir ve deprem konusunda halkin yuregini hoplatacak aciklamalar yaparak
medyada birileri yer alir ve sohretde yakalayabilir. Bu sekilde medyada depremin
ustunden kendi isimlerini yukseltmis insanlarin haddi hesabida olmayabilir.
Ulkemiz medyasinda halkimiza deprem uzmani diye bazi kisileri sunmusda olabilir,
fakat bunlarin hicbirini ismini deprem konusunda dunya'nin bildigi fakat ulkemiz
halkinin ulkemize yapmis oldugu katkilari bilmedigi Nafi Toksoz ve Ambraseys
gibi gercek buyuk sismologlarla karsilastirmak mumkun degildir. Cunku birincisi,
medyanin yaptigi "medya sismologu" digeri ise insanlik icin tehdit olan deprem
sorununa hem bilinen deprem literaturunde yapmis oldugu yayinlarla ve
yetistirmis oldugu deprem konusunda ki talebeleri ile sismoloji camiasinin
yuregine oturmus "deprem sismologudur".
Deprem konusunda emegi gecen saygideger hocalarimiza saglik ve basarilar diler,
bir sismolog olarak yuregimde ki isgal ettikleri yerlerin buyuk oldugunu yeri
gelmisken ifade etmeyi borc biliyorum.
|